Nemrut Dağı’nda Gün Doğumu

Çook uzun zamandır blog yazmayışımın ardından tekrardan yazmaya başlamanın zamanı geldi diye düşündüm. Bugün sizlere çılgın Nemrut Dağı ziyaretimden bahsedeceğim. 

Nemrut Dağından önce üzülerek Türkiye’ye döndüğümün haberini vereyim. Eski üniversitem olan Fırat Üniversitesine kesin olarak dönüş yaptım ve eğitim hayatıma burada devam ediyorum. Türkiye’ye özellikle Elazığ’a döndükten sonra yakın çevre illerden web sitesi yapma vs. gibi işler aramaya başladım. Freelancer olarak bir ajansta zaten çalışıyordum fakat bir öğrenci için fazla para göz çıkarmaz :) Neyse arayışım olumlu sonuçlandı ve kendime iş veren buldum. Nemrut maceramda böyle başladı zaten. Adıyaman’da kendime iki tane müşteri buldum ve sitelerini teslim etmek için Adıyaman’a gittim. Müşterilerimden birisiyle baya samimi olduk ve kendisinden beni Nemrut Dağı’na götürüp götüremeyeceğini sordum. Kendisi seve seve götüreceğini söyleyince çok mutlu oldum. 

Nemrut Dağı Adıyaman merkeze yaklaşım 80-90 kilometre uzaklıkta ve biz güneşin doğuşunu izlemeye gidecektik. Yolumuzun uzun olmasından dolayı gece 2 sularında yola çıktık. Tabi ben başıma geleceklerden habersiz şort ve tişört gittim. Allah’tan yanımıza battaniye almıştık, yoksa donarak can verebilirdim. Mükemmel sert esen bir rüzgâr ve kuru soğuk. Siz siz olun kışlık mont ile gidin ve battaniyenizi almayı sakın unutmayın. 

Adıyaman merkezden Nemrut’a gitmek yaklaşık 1-2 saat sürüyor ve yollar bir iyi bir kötü. Vardığımızda dışarısı o kadar soğuktu ki arabadan çıkmak istemedim. Ama güneşin doğuşuna yetişmemiz için çıkmam lazımdı ve çıktım :)

Nemrut Dağı’na özel arabanızla bir yere kadar çıkabiliyorsunuz ve geri kalan yola özel araçların girmesi yasak. Bu yolda özel bir şirketin araçlarına binmeniz gerekiyor ve kişi başı 25₺. Bana kalırsa bu efsane bir soygun yöntemi! Öğrenci indirime yok! Sadece öğretmenlere indirim var. Artık senede kaç öğretmen Nemrut Dağı’na çıkıyorsa(!). 

Servisten indikten sonra zorlu bir tırmanış bizi bekliyordu. Sert rüzgarlar eşliğinde birkaç nefes kesintisi yaşadıktan sonra sonunda zirveye ulaştık. Anlatılamaz bir manzara. Güneşin doğuşunu zirveden izlemek o kadar keyif veriyorken rüzgarmış, soğukmuş hepsi aklınızdan gidiyor. 

Gün doğumunu izledikten sonra heykelleri incelemeye başladık. İnsan gerçekten hayretler içinde kalıyor. Asırlar önce birileri bu heykelleri burada yapmış ama nasıl sorusuna bir türlü cevap bulunmuyor. Yazın ortasında bile böyle bir soğukla karşı karşıya kalınca kendime bu insanlar burada nasıl durabilmiş sorusunun cevabını aradım. Doğal olarak mantıklı bir cevap bulamadım. 

Ölmeden önce yapılması gerekenler adlı bir listeniz varsa; Nemrut Dağı’nda gün doğumunu izlemek maddesini eklemeyi unutmayın derim. 

Daha Fazla Göster

Benzer Mevzular

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu